2 Haziran 2012 Cumartesi

puyol


hafif yağmurlu bir nisan akşamı. paramız olmadığından (anca halısahaya çalışıyo para) bi çay bahçesinde oturuyodum. akşama maç var. baklavasına. kaybedersek sıçtık. cepte 5 kuruş yok. hadi ben öyleyim de, diğerlerinin de benden farkı yok. maça yetişicez. 1 saat falan var. bir arkadaşı bekliyorum. eski sevgilimden mesaj gelmiş saysam mı, sövsem mi bilemedim. telefona dalmışım, ulan küfür etsem, iyi kızdı aslında ama amınakoyim, hem terkettin, hem ne sikime mesaj atıyosun diye geçirdim içinden. mesajlara bi girip bi çıkıyorum. sigara üstüne sigara yakıyorum. bi ara garson geldi, bişi içiyo musun birader, dedi. en sevmediğim garson tipi mınakoyim.suratının ortasına 43'ü tersten çıkarasım geldi. taban giresim geldi o an. ulan orospu çocuğu, ben gelmişim sana orda para kazandırıcam, maaşını ödüycek patronun, göt lâlesi, ne lan bu biraderli ayaklar diyesim geldi. mevzu çıkartsam büyük ihtimal döver beni. iri yarı bişi. hafiften de tırsmıyor değilim hani. ama yine de sinirim bozuldu ve sustum. bi arkadaş gelicek, onla söyleriz dedim. kafasıyla olur işareti yaptı ve gitti. tamtekrar dalıp gidecekken düşünceler alemine uzaklardan bir sesle irkildim. kankiğeee! diyordu ses. tamam dedim, yarra yedik. bu girişin sahibi puyol'du. defansımızın göz bebeği. sürekli barça formasıyla, yan sanayi ürünü barça atkısıyla dolaşırdı. siktimin amcık beyinlisi. (bunu okursan puyol, seni seviyorum kardeşim) geldi sonra, kafa tokuşturduk worms hesabı, sonra oturdu karşıma, heyecanla gözlerini açtı; napıyon lan, dememe izin vermeden direk gözlerini açmasına sebep olan mevzuya girdi. olm lan, dedi; geçen bi kız gördüm amk, burnu acayip havalardaydı ama güzeldi de. ee, dedim. olm, kız bizim mekanlara takılıyo bi muhabbet açıp aksam mı ufka doğru, dedi. dedim olm bak, burnunun havada olmasina falan bakma; bir kız öyle yapıyosa kaliteyi artırmak icindir. yani beni tasiyabilecek olanlar gelsin, varoşlar fuck off demek istiyodur, dedim. doğru diyosun aslında lan, dedi. sonra iki cay söyledik. muhabbet koyulaşıcak belli; birer sigara yaktık. olm, ilerde bu kızla sevgili olsan, dedi; en az 20 tl bi cafeden hesap. bunun yemeği var, gecesi var, gündüzü var, hediyesi var, çiçeği var, böceği var derken bi bakmışsın, kumar masasında donla kalmışsın. kurmarla ne alaka lan, dedim. olm, dedi; o kadar parayı anca kumardan kaldırırsın, mesajlaşıcan, arıycan kontöre de para. vay amk, dedi. hele bi de evlendiğini düşün onun gibi biriyle; her hafta, hadi olmadı iki haftada bir, gen olmadı ayda bir dışarıda yemek istiycek, bikaç taşaklı tanıdığı varsa da hoop onlara ezilmeme durumu. onlar 1 alıyosa sen 2. istiycek olm kız, kadın kısmı ister. doymaz, ihtiyac olsa da ister, olmasa da. yeri gelir gösteriş için ister, yeri gelir ihtiyacı olduğu için. aminakodumun yerinde bi kız gördün hemen evliliğe daldın lan, dedim. bütün şartları hesaplıycan moruk, dedi, bi kız masraflı ama burnu yukarda olan daha masraflı. yada belki estetik mestetiktir bana öyle gelmiştir, dedi. umut fakirin ekmeği hafız, dedim. doğru diyosun, dedi. garson adisyonu kültablasinin altina koymuştu. sigarayi söndüreyim derken uçuyodu az kala, tuttum. hadi la, dedim; daha  maç var. ceplerini yokladı, olm bende bozuk yok lan, sen versene... senin burnu büyük kız var ya, dedim; ee, dedi. başkasına veriyodur, dedim. veriyodur kesin, dedi; hesabı ödedim. bir kızı daha ayaküstü orospu yaptik ve maça gittik.


(baklava noldu lan? diyenler için, biliyosunuz olm, cepte para yok. sike sike kazanmak zorundayız. kazandık da, ama gene baklava almadılar. =/ )

Hiç yorum yok: