git gide muhabbetinden soğuduğum adamlar
oluyor. iyi anlaştığım adamlar üstelik. araya bi zaman dilimi giriyor. sen
başkalaşıyorsun, o başkalaşıyor. erkek - kız farketmiyor. farklı
yaşanmışlıklar, farklı tecrübeler, "hayattan öğrendiğim bir şey varsa..."
sözünden sonra gelen farklı sözcükler... hepsi değişiyor zamanla ve itiraf
etmeliyim ki korkuyorum. çünkü, hani şu 90larda çocuk olmak geyiği var ya, o
tat kayboluyor zamanla. o muhabbetinin bozulduğu, eski tat alamadığın adamlar
var ya; hah onlar, beraber top oynarken cam kırdığımız, bilye, taso vb. için
beraber kavgaya girdiğimiz, üstümüz kirlendiği için annemizden aynı anlarda
dayak yediğimiz adamlar. hatta alt komşu. ağlamasını duyup, "hala dayak
yiyo salak" diye düşünüp kendimiz sessizce ağlarken içten içe güldüğümüz
adamlar. götü boklu kızlar kıçımıza tekmeyi vurunca iki tek atıp,
dertleştiğimiz adamlar onlar. bi bakıyosun, farklı şeylerden bahseder olmuşsun.
bir ara beraber makerena dansı yaptığın adam şimdi gangnam style'dan bahsediyor.
karabiberim söylediğin kız, gitmiş murat boz diyor. müzikler değişiyor. daha
dün aynı pornoyu izleyip, wc önü 31 sırası beklediğin adam, yeşilçam'ı
kötülüyor. ortak payda'n yitip gitmiş. e, eski anılar da bi yerde bitince,
hafızayı zorlamaya başlıyosun; ama yok. daha fazlası yok amınakoyim. bitmiş
bişeyler. yerine yeni insanlar koyamıyorsun da. çünkü onlarla feysten, tivitten
yazışarak konuşuyosun. iki içkili mekana gitsen "hacıııığ süngerimdir bak,
ahahaha!" muhabbetinde insanlar. oysa ne kadar içtiğin değildi ki önemli
olan; ne kadar dertli olduğundu. ona göre kafası olurdu çayın bile. kaldı ki bu
insanlarla bilye için dövüşmedim ki ben. saklambaç oynamadım, simitin s'si
geçmedi aramızda. götünü tekmelemedim hiç. ne biliyim amınakoyim. ben eski kafa
adamım. eski dostlukları özlüyorum. eski muhabbeti. iki parmağın ucunda ekran
büyütmeli ilişkileri değil. bir zamanlar sanal bile güzeldi lan. msnden kız
numarası almaya çalışırdık. porno cd almak için iddiaya girişirdik. cdciyi tek
yakalıycaz diye yağmurda beklerdik amınakoyim. sonra sevgilimizi bekler olduk
yağmurda. aynı yağmurda kaldırdık sevdiklerimizin cenazesini. aynı yağmur vardı
romantik yürüyüşlerimizde. aynı yağmur altında vatan bekledik yeri geldi. şimdi
aynı yağmur yağıyor gene. ama ne eski tadı var yağmurun, ne eski tadı
muhabbetin, dostluğun. tat katmak için bir iki damla da ben katıyorum yağmura.
maksat çorbada "tuzumuz" olsun.
29 Ocak 2013 Salı
112
vrooooooomm! ığığıhıhıhıyyyyyyk! paaaat!
kıraşşş! cısss! aynı meydanda, aynı şekilde bizzat şahit olduğum 3. kaza.
herbiri çift şeritli yollardan oluşan bi dörtyol. x ile y koordinatının
kesişmesi gibi; bi pikapla, bi opel birbirine girdi. işin ilginci pikapta bi sik
yok, opel amı götü dağıttı amınakoyim. etrafta belki 50 kişi bi anda peydah
oluverdi; toplandı. ama kazazedeleri sikine takan yok. herkes izliyor. 2
kazadır yaptığım şeyi yaptım ve olay yerine koştum. opel'in sürücüsü resmen
mokoko. kafatası göçmüş herifin. kafası yanıyor adamın sanki. kan revan.
ağzından kan geliyor, tükürüyor herif. yanında bi kişi daha varmış. onda bişi
yok. pikapın şöförü de iyi ama şokta. abi, dedim; aradınız mı acili? yok. tamam
ben arıyorum şimdi. bi yandan baktım opel yakıt sızdırıyor. şu kontakları
kapatın, dedim. ha? yav, kapatın şu kontakları! ha, tamam tamam. pikapın
şöförüyle, opelin yolcusu koşuştular. diğerleri tiyatro seyrediyor amınakoyim.
112'yi aradım. ilk aramada çıkmadı. amınakoyim, ne sikime duruyosun orda? napıyosun?
çıkmadı ya resmen. böyle saçma iş olur mu? sonra bi daha aradım. bilgisayarlı
komut sistemine yönlendirdi beni. ulan can derdindeyiz. sistemdeki kadın sesi
diyor ki "112 acil servis sistemi'ne hoşgeldiniz! ambulans çağırmak için
1'e, ambulans egzozunu (doğru yazılış egzoz bu arada) götümüze sokmak için
2'ye,..." sizin ta amınızakoyim, dedim içimden bastım 1'e. kaşar
olabilitesi yüzdeliklere sığmayan bi kız "allloooğ" dedi. sanırsın
900'lü hatları aradım ilimini irfanını sikeyim. böyle böyle bi kaza oldu, şu
meydanda, 1 yaralımız var. acil bi ambulans gerekiyor; dedim. ekip
arkadaşlarımı yönlendiriyorum ama numaranız görünmedi. tel no alabilir miyim,
dedi. yarak, ne önemi var tel no'nun amk. ayrıca o kadar ambulans için 1'e
basılacak sistem yapacağınıza numarayı gösteren bi sistem yapın amk. bizim o
kuru kalabalık da yatırmışlar adamı kaldırıma. bakıyolar. abi, başının altına
bişi koyun adamın! yok. çıkardım ceketi koydum adamın kafasının altına. 10
dakkaya geldi ambulans. yanında bi motorlu trafik polisi. ambulanstan inenler;
polis'e haber verdiniz mi, diyor. lan seninle gelmiş zaten amk. ambulans fırına
ekmek süren fırıncılar gibi paketledi herifi götürdü. polis bana yaklaştı;
hangi hastaneye götürüyolar, dedi. birbirinden bu kadar habersiz iki kuruma
canımız emanet amınakoyim. bilmiyorum, dedim. kalabalık hala izliyor. 50 küsür
yaşında adamlar var. ben ne dersem onu yapıyorlar. cehaletin, korkunun,
devletin,... ne boktan şeyler olduğunu gördüm tekrardan. kimse devletin ve
milletin eline düşmesin amk. düşenin vay haline.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)