29 Ocak 2013 Salı

tuzlu yağmur


git gide muhabbetinden soğuduğum adamlar oluyor. iyi anlaştığım adamlar üstelik. araya bi zaman dilimi giriyor. sen başkalaşıyorsun, o başkalaşıyor. erkek - kız farketmiyor. farklı yaşanmışlıklar, farklı tecrübeler, "hayattan öğrendiğim bir şey varsa..." sözünden sonra gelen farklı sözcükler... hepsi değişiyor zamanla ve itiraf etmeliyim ki korkuyorum. çünkü, hani şu 90larda çocuk olmak geyiği var ya, o tat kayboluyor zamanla. o muhabbetinin bozulduğu, eski tat alamadığın adamlar var ya; hah onlar, beraber top oynarken cam kırdığımız, bilye, taso vb. için beraber kavgaya girdiğimiz, üstümüz kirlendiği için annemizden aynı anlarda dayak yediğimiz adamlar. hatta alt komşu. ağlamasını duyup, "hala dayak yiyo salak" diye düşünüp kendimiz sessizce ağlarken içten içe güldüğümüz adamlar. götü boklu kızlar kıçımıza tekmeyi vurunca iki tek atıp, dertleştiğimiz adamlar onlar. bi bakıyosun, farklı şeylerden bahseder olmuşsun. bir ara beraber makerena dansı yaptığın adam şimdi gangnam style'dan bahsediyor. karabiberim söylediğin kız, gitmiş murat boz diyor. müzikler değişiyor. daha dün aynı pornoyu izleyip, wc önü 31 sırası beklediğin adam, yeşilçam'ı kötülüyor. ortak payda'n yitip gitmiş. e, eski anılar da bi yerde bitince, hafızayı zorlamaya başlıyosun; ama yok. daha fazlası yok amınakoyim. bitmiş bişeyler. yerine yeni insanlar koyamıyorsun da. çünkü onlarla feysten, tivitten yazışarak konuşuyosun. iki içkili mekana gitsen "hacıııığ süngerimdir bak, ahahaha!" muhabbetinde insanlar. oysa ne kadar içtiğin değildi ki önemli olan; ne kadar dertli olduğundu. ona göre kafası olurdu çayın bile. kaldı ki bu insanlarla bilye için dövüşmedim ki ben. saklambaç oynamadım, simitin s'si geçmedi aramızda. götünü tekmelemedim hiç. ne biliyim amınakoyim. ben eski kafa adamım. eski dostlukları özlüyorum. eski muhabbeti. iki parmağın ucunda ekran büyütmeli ilişkileri değil. bir zamanlar sanal bile güzeldi lan. msnden kız numarası almaya çalışırdık. porno cd almak için iddiaya girişirdik. cdciyi tek yakalıycaz diye yağmurda beklerdik amınakoyim. sonra sevgilimizi bekler olduk yağmurda. aynı yağmurda kaldırdık sevdiklerimizin cenazesini. aynı yağmur vardı romantik yürüyüşlerimizde. aynı yağmur altında vatan bekledik yeri geldi. şimdi aynı yağmur yağıyor gene. ama ne eski tadı var yağmurun, ne eski tadı muhabbetin, dostluğun. tat katmak için bir iki damla da ben katıyorum yağmura. maksat çorbada "tuzumuz" olsun.

112


vrooooooomm! ığığıhıhıhıyyyyyyk! paaaat! kıraşşş! cısss! aynı meydanda, aynı şekilde bizzat şahit olduğum 3. kaza. herbiri çift şeritli yollardan oluşan bi dörtyol. x ile y koordinatının kesişmesi gibi; bi pikapla, bi opel birbirine girdi. işin ilginci pikapta bi sik yok, opel amı götü dağıttı amınakoyim. etrafta belki 50 kişi bi anda peydah oluverdi; toplandı. ama kazazedeleri sikine takan yok. herkes izliyor. 2 kazadır yaptığım şeyi yaptım ve olay yerine koştum. opel'in sürücüsü resmen mokoko. kafatası göçmüş herifin. kafası yanıyor adamın sanki. kan revan. ağzından kan geliyor, tükürüyor herif. yanında bi kişi daha varmış. onda bişi yok. pikapın şöförü de iyi ama şokta. abi, dedim; aradınız mı acili? yok. tamam ben arıyorum şimdi. bi yandan baktım opel yakıt sızdırıyor. şu kontakları kapatın, dedim. ha? yav, kapatın şu kontakları! ha, tamam tamam. pikapın şöförüyle, opelin yolcusu koşuştular. diğerleri tiyatro seyrediyor amınakoyim. 112'yi aradım. ilk aramada çıkmadı. amınakoyim, ne sikime duruyosun orda? napıyosun? çıkmadı ya resmen. böyle saçma iş olur mu? sonra bi daha aradım. bilgisayarlı komut sistemine yönlendirdi beni. ulan can derdindeyiz. sistemdeki kadın sesi diyor ki "112 acil servis sistemi'ne hoşgeldiniz! ambulans çağırmak için 1'e, ambulans egzozunu (doğru yazılış egzoz bu arada) götümüze sokmak için 2'ye,..." sizin ta amınızakoyim, dedim içimden bastım 1'e. kaşar olabilitesi yüzdeliklere sığmayan bi kız "allloooğ" dedi. sanırsın 900'lü hatları aradım ilimini irfanını sikeyim. böyle böyle bi kaza oldu, şu meydanda, 1 yaralımız var. acil bi ambulans gerekiyor; dedim. ekip arkadaşlarımı yönlendiriyorum ama numaranız görünmedi. tel no alabilir miyim, dedi. yarak, ne önemi var tel no'nun amk. ayrıca o kadar ambulans için 1'e basılacak sistem yapacağınıza numarayı gösteren bi sistem yapın amk. bizim o kuru kalabalık da yatırmışlar adamı kaldırıma. bakıyolar. abi, başının altına bişi koyun adamın! yok. çıkardım ceketi koydum adamın kafasının altına. 10 dakkaya geldi ambulans. yanında bi motorlu trafik polisi. ambulanstan inenler; polis'e haber verdiniz mi, diyor. lan seninle gelmiş zaten amk. ambulans fırına ekmek süren fırıncılar gibi paketledi herifi götürdü. polis bana yaklaştı; hangi hastaneye götürüyolar, dedi. birbirinden bu kadar habersiz iki kuruma canımız emanet amınakoyim. bilmiyorum, dedim. kalabalık hala izliyor. 50 küsür yaşında adamlar var. ben ne dersem onu yapıyorlar. cehaletin, korkunun, devletin,... ne boktan şeyler olduğunu gördüm tekrardan. kimse devletin ve milletin eline düşmesin amk. düşenin vay haline.