14 Ocak 2014 Salı

kıl dönmesi

bilenler bilir. erkeklerin başındaki sayısız illetten biridir kıl dönmesi. ulan bende de tam kuyruk sokumunda çıktı. ben de ilk başlarda çok da iplemedim. lan, dedim; sivilcedir geçer, dedim. ama yemedi. hayır, bi de utanıyosun doktora gitmeye de. ne diyeceksin ki olm? götümde kıl döndü, mü diyeceksin? ben de ilk başlarda çok doktora gitme taraftarı değildim. sonra baktım kaşınmaya başladı iyice. ulan güzel bi kızla kesişiyorsun mesela; hop götünü kaşı. dolmuşta gidiyorum örneğin; zaten ayaktayız. milletle akraba olduk, olucaz. hop götü kaşı. bir de kanamaya başladı ufak ufak moruk. o zaman kararımı verdim. sikilmiş götün davası olmazdı sonuçta. bir heves gittim doktora. sıyırdım donu. hocam, dedim. aha göt. bundan gayrı sana emanet. tövbe de çocuğum; falan. akşama doktorla yatsıdayız. tabi ki böyle bir şey olmasını isterdim. ama olay farklı gelişti. şöyle bi iki baktı. sağa sola kıvırdım falan. ameliyat, dedi. hocam, dedim; naptın? mecbur alıcaz. ne zaman? en kısa zamanda olman gerek. istersen bu perşembe'ye gün vereyim; ol kurtul. olurdu olmazdı derken, adam kitledi bana perşembe'yi amınakoyim. yarın gel, tatlillerini ol, git, dedi. tamam hocam. boynu bükük, götü açık çıktım kapıdan. gittim anneme babama utana sıkıla anlattım durumu. tamam dediler. babam ertesi akşam tüy dökücü alıp gelmiş. sıyırdım gene donu. ameliyat bölgesini arındırdık. daha doğrusu biz öyle sanıyorduk. babam; milli parkın ortasındaki kamp alanı gibi avuç içi kadar yeri sıyırmış atmış. ben de bilmiyorum ki çapını, çevresini, pi'yi 3 mü alıcaz napıcaz... ertesi gün tahlile gittim. 7 tüp kan aldılar usta. en son bayıldım. adam hortumu dayamış çekiyor sanki amınakoyim. azıcık yavaş çek, it! gözümü bi açtım; pala bıyıklı bi adam benim bacakları tutmuş; havaya kaldırmış, bekliyor. dayı, dedim. napıyon sen? beynine gan gitsin yiğen, gan, dedi. dayı bırak! doktor dut dedi. dayı, iyiyim ben, bırak tamam. zorla aldım bacakları dayıdan. sonra bir iki ıvır zıvırı da hallettikten sonra tahlil işi bitti. doktorun yanına çıktım sonuçlarla. çarşamba akşamı saat 12'den itibaren bişi yiyip içmiyorsun, dedi. tamam, dedim. çarşamba 11:58'de son suyumu içtim. biraz nette takıldıktan sonra; sabah ameliyata girecek olmanın korkusuyla (ki bu tam anlamıyla ''göt korkusu''ydu. eksiksiz.) uyudum. sabahın 7'inde tabakhaneye bok yetiştiriyormuşuz gibi uçtuk hastaneye. bileğimde ameliyat bilekliği. adamın biri aldı beni; soyundum. ameliyat kıyafetini giydim saat 9 gibi. annem bi yandan ağlıyor. annem her şeye ağlıyor. gerçi benim de ağlamam gerekti. götümü kesecekler lan! boru mu? adam aldı jileti, dön dedi. dayı, dedim; uyuşturmuycan mı? dur la daha, dedi. babamın yarım bıraktığı kamp alanında yeni bir imar alanı açarak genişletme çalışması yaptı adam. sonra bir de cesaret iğnesi vurdu. o iğneyi anlamıyorum; ne ki o? neyin cesareti amınakoyim? daha sonra ameliyathaneye götürülmek üzere sedyeye alındım. ulan ilk defa o kapıdan giricem. çok merak ediyordum ne var içeride diye. annem bi daha başladı ağlamaya. onlara veda edip; o iki kanat cam kapıdan geçtim. odaya geldik. aletleri görünce soğuk duş etkisi yaşadım zaten. ulan bunlar benim götümde fink atıcak öyle mi? bi tane hanım hanımcık hemşire geldi. omriliğimden iğne vurdu lan. bildiğin lokal anestezi. bi temizlikçi herif geldi. adam sordukça soruyor. dayı diyorum, biliyorum; vücudum uyuşana kadar dostluğumuz. napıcan sen okuyup okumadığımı, nereli olduğumu. derken zaten gitti benim alt taraf. yatırdılar beni. bi adam geldi. sağ elimi aldı. iki parmağını birleştirip; elimin üstüne doğru 2 kez vurdu. serum iğnesi takacak. o iğne de bir kalın amınakoyim. bi de yanlış yere taktı ilk. delik deşik etti. acıdan zıplıycam ama belden aşağım yok. sövemiyorum da. içimde uktedir; şimdi buradan söveyim bari. senin ben ta züriyetini sikeyim doktor gibi. ohh. neyse; perdeyi çektiler omuzlarıma kadar. hocam, dedim. kolay gelsin; ben uyusam sakıncası olur mu? yok valla, çok da güzel olur, dedi. iyi dedim. ulan baktım şöyle güleç de bi yüzü var adamın. ameliyat sırasında uyudum. sonra yarma gibi bir hemşire uyandırdı. hani şu cem yılmaz'ın bahsettiği; bıyıklara badem yağı sürülenlerden. geçmiş olsun. saolun, ehi. daha sonra beni odaya aldılar. götüme hortum sokmuşlar. kirli kan akıyormuş. ulan bir de tendürdüyotu bol mu buldu ne doktor. bocalamış üstüme. aldılar beni yatağa; ben de şöyle bi alt takıma baktım. ulan karambolde onlar da gitmesin diye. şimdi o kadar tendürdüyot beklemediğim için; ulan diyorum hissetmiyorum da, işedim mi acaba? kokacak şimdi amınakoyim, falan diye geçiyor içimden. meğer alayı tentürdüyotmuş. o gece öylece geçti. tuvalete gidiyorum babam arkamdan geliyor; götüme sokulan hortumu taşıyor. hayır bir de büyüğü nasıl yapıcam diye düşünüyorum. hadi hastahane alafranga. ev? ev alaturka. hastahanede ertesi gün yemek geldi. bezelye yemeğinden tut tatlısına kadar. ben de bana geldi sandım. meğer ziyaretçiye imiş o. bana? bana bi paket meyva suyu. 3 tatlı 2 tuzlu bisküvi. sıçmiyim diye vermiyorlarmış. lan, bundan sonraki hayatımı besinleri özümseyerek geçirmeyeceğim heralde. birgün haberlere çıkıp; ''diğer insanlar gibi sıçmayı özledim'' demek istemiyorum. o gün de bi adam geldi yanımdaki yatağa. adam ''ben'' aldırmış abi. refakatçisi? güzel mi güzel bi kız. amınakoyim, böyle bahtın dedim ya. annem zaten direk muhabbeti kurdu. bense götüme hortum sokulmuş halde yatıyorum. ulan o saatte ne konuşabilirsin ki kızla. götü de dönemiyorum. hortum zorluyor. kafamı çevirdim yattım bütün gün. akşama kasılı kalmış kafa. dönmüyor amınakoyim. bi de onunla uğraştık. sabah çıkacağız artık hastahaneden. hasta bakıcı geldi sabah. hortumu söktü. dikişleri kontrol etti. pansumanı yeniledi. kim attı bu dikişi, dedi. doktorun ismini verdim. valla bu dikiş zor sökülür, dedi. kanaviçe mi lan bu? iğne oyası mı amınakoyim. zor sökülürmüş. giderayak taşağını da geçti. asıl şoku; ameliyat raporunu alınca okudum. abi 15 cm. uzunluk; 8 cm. derinlik, 3 cm. genişlik boyutunda bi et parçasını almış. yani götün bi lobunu almış; diğerini ikiye bölmüş; kullan demiş bana. pasta dilimi lan resmen. giden gitmiştir; gittiği gün bitmiştir deyip, eve doğru yola koyulduk. 2 güne bir acile pansumana gidicem. ulan 15 gün yüzüstü yattım. ilk acile gittiğimde oradaki doktor da bu dikişi kim attı, dedi. abi, dedim lütfen. yanlış anlama, dedi. dikiş gerçekten profesörlerin atabileceği bir dikiş. meğer adam hep açık atılan dikişi; bende kapalı atmış. o dilim ancak öyle kapanırdı zaten. eve geldiğim ilk gün sandalyede oturmuştum. o günden beri kestaneyi çizdirdin mi hacıığğ, esprilerine uyuzum.

Hiç yorum yok: