22 Haziran 2013 Cumartesi

ne tuhaf

ulan canını verirsin normalde. uğurlarına yapmayacağın şey yoktur. hani boğazla dese birini; acımadan ense köküne sokuverirsin bıçağı o orospu çocuğunun. ama para dedin mi duruyosun işte. para amınakoyim, para. yarak kürek bişi. karısını satan adam var ya, anasını satan var. pezevenklik yapıyor adam. çocuk satıyor. insan, hayvan, ot, çöp ne olursa alıp satıyor. bu nasıl bir düzen; bu nasıl bir çarktır amınakoyim ya! canını verirsin annen için, baban için. ama 3 kuruş para için, toplayıp tası tarağı; yerini yurdunu terkediyorsun, evini barkını, köpeğini, kuşunu, yatağını, vs... hepsini terkedip gidiyorsun. dedim ya, toplayıp tası tarağı, yemeye gidiyosun yarağı. sikeyim böyle işi ya...
tamam olm, sakin lan. az kendine gel. olur gider. sıkma tatlı canını, okşa patlıcanını. yaptığım bu buz gibi espriden olacak, içini ısıtmak için bir parça daha rakı doldurdu. olm, anlamıyosun lan. annem hasta amınakoyim, babam ne zamana kadar çalışacak. onlara bişi olsa ta ebesinin amından nasıl gelicem buralara? kanka anlıyorum, valla anlıyorum da napıcaksın amınakoyim. iş yok işte piyasada lan. olsa gir. hem bu işin parası da iyi. yollarsın ailene, az buçuk destek de olursun. süper işte. geçinir gidersin be olm. neden kötüsünü düşünüyosun. mecbursun kanka bazı şeylere. elinde olan bişi değil. kimsenin elinde değil. sözlerim biraz olsun rahatlatmış görünüyordu. neden sonra, gözlerini bana dikti. yak, dedi. ha? yak olm, bi sigara. haa, ver ver. bro, götünü yırtıyosun tamam mı? anasını sikiyosun okulun falan, derslerin. köpek gibi çalışıyosun. köpek gibi. gireceğin hiçbir işte bi sikine yaramayacak şeyleri sike sike öğretiyorlar. yemin ediyorum lise mezunu arkadaşım şimdi paranın amınakoyuyor. okumak kadar saçma bişi yok. burada edineceğin bakış açısını doğru kitapları okuyarak pek ala edinebilirsin. bi sik katmıyor. ha ne var; iki karı sikiyosun, iki ortama giriyosun. tek başına yaşamaya çalışıyosun. millet nedir, ne değildir öğrenmeye çalışıyosun; o. e şimdi böyle canımızı dişimize takıp çalışıyoruz. sonuç? sıfır. asgari ücrete talim amınakoyim. okumuycan olm. siktiğimin sistemin dayatması bu. iki kıçı kırık diplomayı tutuşturuyolar eline. o kağıt olmadan da bi bok değilsin diyorlar.
haklısın, ne diyim... ne desen haklısın da alışırsın be olm. kimler alışmadı ki. çek bakiyim sen. tokuştur kalçayı. kadehlerin çıkardığı ses salonda yankılandı. o gece içtik. çok içtik. mesaiden erken gelmişti. yorgundu. ama bana mısın demedi. vurdu dibine dibine. annesi hastaydı. çok hastaydı. söylemiyorlardı. iyiyim, diyordu kadın. çorbayı babası yapıyordu da ayarını tutturamıyordu. annesi, babası adına özür dilerdi ondan. elimin ayarı kaçıyor artık oğlum. çalışmaya gitti. ayda bir geliyordu. yakın arkadaşımdı. annesi de beni severdi. ben de arada sırada annesini ziyaret ederdim. oğlu yerine koyar, öper okşardı.
bir çarşamba sabahı olan oldu. 11 saatlik yol bitmedi. hastaneye kaldırdık, demişler. yoğun bakımda, demişler. durumu iyiye gidiyor, demişler. yoğun bakımdaki hastanın durumu nasıl iyiye gider amınakoyim? yalan da söyleyememişler. 11 saatlik yol, hasret, özlem, acı, sevgi, merhamet, masumiyet, dürüstlük ve yalan... 11 saatlik hayat. 11 saat sonunda iki damla gözyaşı, yeni traş olmuş çenede buluştu. o kadar büyük haykırdı ki, dağlar parçalanıyor sandık. annesinin yemekleri hep güzeldi. elinin ayarı hiç kaçmamıştı. babasının  beceriksizliğini bile üstlenmek isteyecek kadar büyüktü yüreği. içten içe erirken, iyiyim, deyip gülümseyebilecek kadar... hafif de şişmandı hem. şairin dediği gibi: big heart needs big body. susuşmalar başladığı an anlaşılıyordu zaten tükenen çok şeylerin varlığı. akrabalar çoktan toplanmıştı. en son gelmişti arkadaşım. o yol nasıl bitti hiç soramadım. mola yerlerinde ne yaptı? gene tuvalete gidip 1 tl verdi mi? feysbuk'a falan baktı mı gelirken? ekrandan film izledi mi? müzik dinledi mi? uyudu mu? naptı? bir insan canından bir parçayı kaybettiğini bile bile, onu gömmeye gelirken ne yapar? 11 saat bir insan ne yapar?
olm, anlamıyorsun beni... anlıyorum kardeşim. şimdi çok iyi anlıyorum. annemi, babamı, köpeğimi, yatağımı bırakıyorum. toplayıp tası tarağı, yemeye gidiyorum o yarağı. ben de gidiyorum. en çok sevdiğim o iki insanı bırakarak. annem hasta değil, babam da değil. ama o korku, bende bir hastalık. arasıra zihnimi kemiriyor. o gün yanındaydım. bugün yanımdasın. kaderin bana benzemesin de kadeşim... sesi titriyor. hissediyorum. duyuyorum. gözlerinde ışıklar birden çok oluyor. gözleri doluyor. şşş, tamam kardeşim. sabırlı olmak zorundayız. allah'a bir küfür sallıyor okkalıklı. en az küfür yiyen tanrıdır belki. cesaretini takdire şayan buluyorum. varsa, cehennemde sağlam bir yeri garantilemiş olmalı. otobüse bineceğim. 9 saatlik yol gideceğim. mola yerinde işiycem, ikramların dibine vurucam, film izliycem. ne tuhaf. aynı yolun, kaderleri farklı yolcularıyız... bir kişi de çıkıp; bu ne amınakoyim, demiyor. ne tuhaf...

Hiç yorum yok: