30 Haziran 2013 Pazar

ekenler dize kadar

''çocuk olsaydı, ağzını sonuna kadar açar, düşen kar tanelerini yakalamaya çalışırdı. oradan oraya koşardı. kardan adam yapardı ve evde her daim bir havuç bulunurdu.  annesini düşündü. yemeklerini özlemişti. babası hala tır başında direksiyon sallıyor olmalıydı. kimbilir; belki bir gün yolu bu taraflara düşerdi. ama bunu hiç istemezdi.
bu hayal dünyasından acilen çıkması gerektiğini düşündü. uzandığı kaya karla kaplanmaya devam ediyordu. kar gece boyunca aralıksız yağmıştı. üç gündür aynı kaya üzerinde bekliyordu. ulu dağların arasındaki vadiyi net görebileceği bir yer seçmişti kendine. Vadinin ortasından uzayıp giden yer yer kırılmış asfalt bir yol uzanıyordu. her yer bembeyaz bir örtünün altındaydı. sevkiyatı bekliyordu. silahın üzerinde biriken karları sildi. 15 dakikadır uyuyan gözcsüne baktı. uyandırmanın zamanıydı. fazla uyursa uyşukluk çöker; ayıkamaz ve donarak ölmesi işten bile olmazdı. neden sonra yolun ucunda bir hareketlilik sezdi. hemen gözcüsünü uyandırdı. zaten yarı uyanık olan gözcü hemen kendine geldi ve yerini aldı. dürbünü gözüne götürdü ve teyit etti. bu bizim hedefimiz. silahını son bir kez kontrol etti. namluya mermiyi sürdü ve doldurdu. dürbünün ayarını kontrol etti. hava buz kesiyor ve kar yağmaya hala devam ediyordu. rüzgar güçlüydü. tek bir şansı olacaktı. üç gündür bunun için bekliyordu. eski model ford marka araçlar vadinin girişinde durdu. 3 araç vardı. ilk araçtan iki kişi indi. silahlıydılar. ardından vadinin ortasından 2 aracın daha vadi çıkışına doğru ilerlediğini gördü. alışveriş orada yapılacaktı. silahın dürbününden olan biteni izliyordu. rüzgar oldukça sertti. gözcüsüne güvenmek zorundaydı. adamlar etrafın güvenli olduğuna inandıktan sonra patronlar arabalardan indiler. kalın paltoları altında iyice küçülmüş görünüyorlardı. ancak paltoları yine de onlar bir heybet katmıyor değildi. ikisinin arasında yaklaşık 10 metra vardı. o mesafeden konuşuyorlardı. silahlı adamlar etraflarında bekliyordu. tek bir yanlış harekette ortalık savaş alanına dönecekti. vakit daralıyordu. her an anlaşmadan vazgeçip dönüp gidebilirlerdi. bu adamı böyle yakalamak için çok çalışmışlardı. askeri bir operasyonla halletmemek için bir çok sebepleri vardı. bu yüzden temiz bir iş çıkarmak istemişlerdi.  gözcü sık sık koordinat veriyor; atış için hazır olmasını istiyordu. tüfeğini düzeltti ve atış için hazırlandı. nefesini kontrol altına almaya çalışıyordu. hazırım, dedi. gözcü sık sık tekrarlayarak rüzgarı, mesafeyi, basıncı, sapma payını ve hedefleme derecelerindeki değişikliği bildiriyordu. iyi bir nişancıydı. başarabileceğini biliyordu ama hiçbir şeyin kesinliği yoktu. vakit iyice daralmıştı. parmağıyle tetiği kavradı ve bastı. namlunun alevi etrafında uçuşan iki kar tanesini savuracak kadar sertti. mermi saniyede 800 m. hızla yivden çıkmmıştı. 4 adet kar tanesini parçalayarak yoluna devam etti. o kısa süre içerisinde kar tanelerine daha fazla üzüleceğini düşündü.''
olm kalk, lan. noldu olm?  iki saattir şunun başındasın, ne yazıyosun amk saçma sapan. he amk, he saçma sapan. bi bok da bilse içim yanmıycak. kızlarla buluşmaya gidecektik. hadi olm geç kalıcaz lan. tamam ya, hazırım işte. bi parfüm sıktım mı tamamdır. sen hazırlan asıl. hala baksırla duruyon. eliyle apış arasını kaşıdı. tamam kanka, hazırlanıyorum madem ben. sen de çabuk bitir şunu. tamam.
gittiğimizde kızlar daha gelmemişti. biz gecikmiştik ama kızlar daha da geçikmişti. gelirler kanka şimdi. olm sana ayarlıycak olduğumda bir göt var; ufff! götüyle mi film izliycem olm, ben? götlü başlı mı yatıcaz yatağa? götüyle mi konuşucam? oo 69 diyosun kanka. yakışır. lan bi siktirgit yaa.  tamam lan kızma. gel dışarı çıkalım da iki dal öldürelim bari amk. tamam. olm var ya biri coğrafyadan bak. on numara hatun. izmirli. diğeri de kocaeli'nden. o da iktisat'tan. ikisi de taş. bi gelsinler; görceksin zaten. dibin düşücek. boş konuşmayız olm biz. görcez bakalım.
15 dk. sonra...
kahve? olur. 2 tane orta. peki efendim.
10 dk. sonra...
meyva suyu içiyo musun kanka? olur. 2 tane şeftali. peki efendim.
15 dk. sonra...
ben çay alıcam ya, istiyo musun? içelim. 2 çay, biri açık. peki efendim.
10 dk. sonra...
kanka ben şey söylüycem ya, neydi lan o past... kalk lan, kalk! siktirgit burdan. paranı bok edicen, iki kız gelicek diye amınakoyim. olm bi işleri çıkmıştır ya. lan dallama, ekmiş kızlar! o götü süper dediğin var ya; hah, o şimdi o götüyle gülüyor işte şuan süper süper. tamam kanka ya, zaten moralim bozuldu, bi de sen vurma. 3  tl bozuk çıkar mı? zerre çıkmaz benden amınakoyim. siktirgit öde. asshole! valla kuruş işlemez benden. sen çaldın benim iki saatimi. sen ödeyeceksin. ama gelselerdi böyle demiycektin dimi? o zaman biz kıza hesap ödetmeyiz ayakları... vaay vaay vaay şimdi böyle olduk he mi? he amk he! al şu 3 tl'yi git hesabı kapat hadi. süpersin kanka. başka param yoktu olm. az sömürdüm senden.
o hesabı öderken dışarı çıktım. gökten ince ince kar başlamıştı. rüzgar çıktı. yarım kalan hikayemi düşündüm. havada kurşun uçar halde asılı kalmış, beni bekliyordu... kör kurşun tabiri tam yerindeydi. bir kere namludan çıkan kurşunun, nelere sebep olacağını, işe yarayıp yaramayacağını kimse bilemezdi. tıpkı bu hikayenin sonu gibi... ben bunları düşünürken arkadaşım çıkageldi. hala söyleniyordu. gelirlerse ekime, gelmezlerde sikime kadar. sikin? o da dizime kadar!

Hiç yorum yok: